Perşembe, Ağustos 24, 2017

Renksiz bir kadın


İlgili resim


"Şimdi bir nefes kadar uzakta
Saklı kaldım ruhunda  
Yansın bu şehir, karışsın rüzgara  
Bırak sarılsın bedenim saçlarınla"



Yeni bir oyuncağı keşfetmek kadar güzel bir histi saçlarımın arasına rüzgârın karışması. Sabretmeyi yavaşça deneyimleyerek öğrendiğim tahta bir oyuncak, hayattan bir parçaydı. Merakımın gözlerimden anlaşıldığı zamanlardı. Dolaştığımız sokaklardan geçtim yine. Oturduğumuz banklardan atladım, yeni kafelerde tadını bilmediğim kahveler içtim. Değişmiş bu şehir biz yokken. Şimdi daha sakin, daha ruhsuz. Oysa nasıl güzel geçerdi yaz akşamları. Ses eksik olmazdı sokaklarında. Sabaha kadar otururduk, diziler, filmler seyrederdik. Anılarımızı anlatırdık birbirimize. Bunaldıkça parklara atardık kendimizi. Zincirlerinden ses gelene kadar durdurmazdık salıncakları. Gökyüzüne yetişmeye, yıldızlara dokunmaya çalışırdık. Kol kola girip şarkılar mırıldanırdık. Büyüdük. Başka şehirlere dağıldık. Başka ülkelere sığındık. Yok olduk.









Perşembe, Ağustos 03, 2017

Bir düş


tumblr akşam koşma ile ilgili görsel sonucu


Dopdolu bir ay geçirdim. Mutluluktan yoruldum bazen.. Huzuru çektim içime.. Yaz sayısı en sevdiğim zamanlar.. Odanın karanlığında Latin müzikleri ve pencereden içeriye vuran rüzgâr eşliğinde tüm gün çalışmaktan daha iyi ne iyi gelebilir ki bir ruha?

Soluklanmak için uğrayan insanlar ve onlarla paylaştığın komik anılar, bir bardak sıcak kahvenin yerini hangi kötü duygular doldurabilir?

Kilometrelerce uzakta seni hiç tanımamış bir insan mı dokunabilir sana yoksa geceden kalma uykusuzluğuna ve gözlerinin ağlamaktan şişmesine sebep olanlar mı?

O koridorlarda dolaşırken üzgün halimi de yorgun halimi de görmüş bir dostun yerini kimse dolduramıyormuş.

Oysaki o güne kadar bana hayatımın mottolarından birini vereceğini düşünmemiştim.

"Bunu bir daha ne kendine ne de başkasına yapma!"  

Aslında sadece "kendim" olmamı istiyordu. Her zamanki beni görmek istiyordu karşısında. Çünkü biliyordu en içimi.

Birlikte gece sokakta yakalama oynadığımız zamanlardaki "çocuk"u arıyordu gözleri.
Ve buldu.